07Eyl

Aile içindeki bir bireyde hastalığın ortaya çıkışı, bakım verme gereksinimi nedeniyle diğer üyelerin günlük düzen ve yaşamsal faaliyetlerinin bozulmasına neden olmaktadır, çünkü düşük-orta gelirli ülkelerde demans hastası bakım ihtiyaçları %70-90 oranında aile üyeleri ( %80-85 oranında kadınlar) tarafından karşılanmaktadır.

Alzheimer hastası bir aile üyesine bakım vermek seçilemez ve planlanamaz bir durumdur, üstelik oldukça uzun ve çetin bir süreçtir. Kişi hastanın sorunlarını ve gereksinimlerini karşılamak için ne kadar özenli ve özverili bir rol üstlense de, hastalığın kronik ve yoğun yapısı bakımverende fiziksel, psikolojik, sosyal veya finansal sorunlara yol açabilmektedir. Bakım vermeye bağlı olarak kişinin kendi sosyal yaşamından kopması, mesleki ve sosyal rollerini devam ettirememesi ve boş zaman aktivitelerine katılamaması, bakımın yük olarak algılanma düzeyini artırır ve anksiyete, depresyon, tükenmişlik sorunları ortaya çıkarken, bakımverenin fiziksel sağlığı da riske girer ve artan ekonomik güçlükler tabloyu daha da zorlaştırır.

Bakım verenlerin iyilik hallerinin bozulması bakım sürecini engelleyebilir, ya da ağır yük altında verilen bakım da yetersiz olur, hatta kesintiye uğrayabilir. Bu yükü hafifletme ve hem bakımverenin hem de bakım alanın saygın ve kaliteli bir yaşam sürmesi için gereken tek şey bilgidir. Hastalığın bireyin fizyolojisi üzerindeki etkileri, farklı evrelerde ortaya çıkan ruhsal, fiziksel ve zihinsel engeller kadar davranış değişiklikleri, iletişim taktikleri ve hastayla  güven bazlı, saygıya dayalı bir ilişki kurmak gibi pek çok konuda uzmanlık düzeyinde bilgi sahibi olmayı gerektirir. Neredeyse akademik bir çalışmaya karşılık gelebilecek bu öğrenme süreci, bakımverenin eğitim düzeyi, kişisel becerileri ya da yüklendiği diğer sorumluluklar gibi çoğu kişiye özel faktörlere bağlı olarak zorlayıcı olabildiği gibi ailenin Alzheimer konusundaki farkındalığı ve bilgiye erişim olanaklarıyla da sınırlanabilmektedir. Tüm bu zorlukların aşıldığı durumda bile, coğrafya ve hastayı yalnız bırakamama sorunu nedeniyle, bakımveren ihtiyaç duyduğu yeterli, doğru ve bütünsel eğitime erişim sağlayamaz.

Derneğimiz tarafından tüm sorunlara çözüm getirmek üzere 21 Eylül 2021-20 Eylül 2022 döneminde hazırlanan  Alzheimer Kampüs, hasta yakınlarına istediği zaman ve istediği yerde eğitim alıp isterse sonunda sertifika alarak meslek sahibi olma olanağı veren bütüncül bir eğitim paketidir. Hasta yakınlarının ya da profesyonel bakımverenlerin ücretsiz ve açık bir referans kaynak olarak kullanabileceği bu eğitim paketi zengin görsel materyali ile yaşlılık süreçlerinden, saldırgan hasta ile nasıl başedilir konusuna, evde ilk yardımdan bakımverenin kendi öz bakımına kadar pek alanda gerekli ve yeterli bilgiyi sunmaktadır.

 

19 Ocak 2023 de ilk kursiyerlerini kabul eden Kampüste, geçtiğimiz 6 aylık dönemde 17 kişi eğitimini düzenli olarak takip etmiş, 3 adet canlı yayın sohbet odası ve vaka analizlerine katılmış, 2 kursiyer ara sınavlarını başarıyla tamamlayarak sertifika sınavına girmeye hak kazanmıştır.

 

21 Eylül 2023-20 Eylül 2024 dönemi için hazırlanan Dijital Dönüşüm Projesiyle Kampüs, Derneğin kendi yönetiminde bir platforma kavuşacak, bu yapıyla eğitim alanların eğitim süreçleri içindeki “davranış”larını takip etmek ve eğitim paketini geliştirmek, eğitimin bütününü ölçeklemek mümkün olacaktır. Kampüs bir adım daha ileri götürülerek “Sağlıklı Yaşama ve Yaşlanma” platformu haline getirilecek, Gamification (oyunlaştırma), Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality), Sanal Gerçeklik (Virtual Reality) gibi teknolojik araçlarla ve

“Soft Skills” olarak tanımlanan iletişim becerileri, problem çözebilme, zaman yönetimi gibi günümüz dünyasında gerekli olan sosyal beceriler konusunda da eğitici materyal ile daha çekici ve belki eğlenceli hale gelip, daha çok kişinin uğradığı bir kütüphane görevi görecektir.