21Şub

2023 YILI ALZHEIMER HASTALARI İÇİN BİR DÖNÜM NOKTASI

Tüm dünyada 57 milyon, Türkiye’de ise 700 bin kişiyi etkisi altına alan Alzheimer hastalığı, günlük hayatı etkileyen ve zihinsel yeteneklerde bozulmalara neden olan nörodejeneratif bir hastalık olarak tanımlanıyor. 2023 yılının, hastalıkla mücadele için önemli bir yıl olduğunun altını çizen Türkiye Alzheimer Derneği uzmanları, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’ne özel açıklamalarda bulundu. Konu ile ilgili bilgiler veren dernek başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, “Amerika Birleşik Devletleri’nde Amerikan Sağlık ve İlaç Dairesi (FDA), bir Alzheimer ilacının tam kullanım onayını verdi” şeklinde konuştu.

 

Tüm dünyada yaşlı nüfusun artması nedeniyle, Alzheimer hastalığının görülme oranında ilerleyen yıllarda ciddi bir artış yaşanması bekleniyor. Günümüzde yaklaşık 57 milyon kişi Alzheimer hastalığı ile mücadele ederken, 2050 yılında 140 milyon kişiye Alzheimer teşhisi konulacağı tahmin ediliyor. Hastalıkla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla belirlenen 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nün bu yılki teması ise, hastalıkla ilgili erken teşhise ve risk faktörlerine dikkat çekmek amacıyla ‘Çok erken değil, çok geç değil’ (Never too early, never too late) olarak belirlendi.

 

Türkiye Alzheimer Derneği’nin 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü sebebiyle düzenlediği basın toplantısında, teşhis ve tedavi ile ilgili güncel gelişmeler paylaşıldı ve demans riskini azaltmanın yolları konuşuldu. Ayrıca hasta yakınlarına yönelik olarak geliştirilen ücretsiz uzaktan eğitim platformu tanıtıldı.

 

“Yeni ilaçlar Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlatıyor”

 

“2023 yılı, Alzheimer hastalığı tedavisinde önemli gelişmelere sahne oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde Amerikan Sağlık ve İlaç Dairesi (FDA), bir Alzheimer ilacının tam kullanım onayını verdi. Bu ilaç, Lecanemab adı verilen bir molekül ve beyinde hastalıkta biriken amiloid isimli proteinleri temizliyor” bilgisini veren Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, yeni ilaç hakkındaki bilgileri şöyle aktardı:

 

“Lecanemab, özellikle hastalığın erken dönemindeki hastalarda yaklaşık %30 ile 35’lik bir hastalık yavaşlaması sağlıyor. Bu, Alzheimer hastalığının tedavisinde şimdiye kadar elde edilen en önemli başarı. Ancak ilacın nadir de olsa oldukça ciddi yan etkileri de mevcut. Yaklaşık olarak iki yüz hastanın birinde beyinde kanamaya, 33 hastanın birinde ise yarattığı beyin ödemi ile ciddi sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle bu ilaç dikkatli bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bu yıl aynı mekanizma ile etki eden Donenemab adlı ilacın da çalışması yayınlandı. Bu ilaç da Lecanemab gibi hastalarda hastalığı yavaşlatıyor. Yan etki profilleri de her iki ilacın oldukça benzer. Genetik olarak ApoE geninde E4 varyantı taşıyan kişilerde yan etkiler daha sık izleniyor. Bu nedenle tedavi öncesi bir genetik inceleme yapılması da önerilenler arasında. Bu ilaçlar ile ilgili diğer bir önemli nokta da yapılan çalışmaların 1.5 yıllık bir süreyi kapsamasından dolayı, ilaçların etkilerinin 1.5 yıl sonrasında sürüp sürmeyeceğinin bilinmemesi. Ama bu konuda çalışmaya giren hastaların takibi sürüyor ve bu sorunun da cevabı yakın dönemde çıkacak.

 

Her iki ilaç da henüz ülkemizde mevcut değil. Maalesef ki yeni ilaçlar oldukça maliyetli bir şekilde karşımıza çıkıyor bu durum da hastaların ilaca erişiminde bir bariyer olabiliyor.

 

Bu gelişmeler Alzheimer hastalığı tedavisinde büyük bir adım olarak kabul edilmekte olup, kesin sonuçların ve uzun vadeli etkilerin daha fazla araştırma ile ortaya çıkması beklenmektedir. Bu nedenle, Alzheimer hastalığı ile mücadelede umut ışığının parladığı bir dönemde olduğumuzu unutmamamız önemlidir.”

 

ALZHEIMER TANISI KOYMADA ‘KAN BİYOBELİRTEÇLERİ’ DÖNEMİ BAŞLADI

 

Bu yıl düzenlenen Uluslararası Alzheimer Derneği Kongresi’nde, Alzheimer hastalığı tanısı için kan biyobelirteçleri üzerinde durulduğunu belirten Türkiye Alzheimer Derneği Üyesi Doç. Dr. Bedia Samancı, yeni gelişme ile ilgili şunları aktardı:

 

“Günümüzde tanı koyarken en güvenilir yöntem “belden su alma” diye bilinen işlemle beyin omurilik sıvısındaki hastalık ile ilişkili bazı proteinlerin düzeyine bakmaktır. Ancak son dönemde hızla artan çalışmalarla birlikte artık belden su alma işleminin yerine kandan da tanı koyulabilmektedir. Kongrede sunulan pek çok çalışmada, beyin omurilik sıvısında bakılabilen protein düzeylerinin kanda da bakılması ile yüksek doğruluk oranlarına ulaşıldığı bildirilmiştir. Günümüzde bazı kan biyobelirteçleri gelişim aşamasını geçip ticarileşmiş ve günlük kullanıma girmiştir. Bu durum çok yakında artık ülkemizde de kan alma yoluyla tanı koymanın mümkün olabileceğini göstermektedir.

 

PARMAKTAN ŞEKER BAKAR GİBİ ALZHEIMER TANISI KOYMAK MÜMKÜN

 

Kongrede dikkat çeken bir diğer çalışma ise, diyabet hastalarının yıllardır kullandıkları parmaktan kan şekeri ölçümüne benzer bir şekilde basit bir parmaktan kan testi ile Alzheimer hastalığını tespit edebilen araştırma oldu. İsveç’ten bildirilen bu çalışmada araştırmacılar, hastalardan hem toplar damar hem parmaktan kan aldılar ve bu örneklerdeki protein düzeylerini karşılaştırdılar. Toplar damardan alınan örnekler ile parmak kanı örneklerinin yüksek derecede uyum gösterdiği bildirildi. Bu pilot çalışma, Alzheimer hastalığı biyobelirteçlerinin uzaktan toplanması, daha kolay saklanması, hazırlık veya işleme gerektirmeden ölçülme potansiyelini göstermesi yönüyle dikkat çekmektedir. Rutin kullanıma girdiği takdirde kişinin kendisi veya bakım verenleri tarafından evde kolayca örnek toplanarak gerçekleştirilebilecek kadar basit olan bu yöntem, bu testlerin erişilebilirliğini artıracak, böylelikle erken tanı ve kolay tedavi izlemine olanak sağlayacak olması yönüyle önemlidir.”

 

‘ALZHEIMER KAMPÜS’ İLK MEZUNLARINI VERDİ

 

Türkiye Alzheimer Derneği, “Alzheimer Kampüs” adlı proje ile hasta yakınlarına ücretsiz ve çevrimiçi eğitim olanağı sunuyor. Alzheimer Kampüs, yaşlılık süreçleri, saldırgan hasta ile başa çıkma, evde ilk yardım ve bakımverenin kendi öz bakımı gibi konularda kapsamlı bilgi sağlıyor. Yurt içinden ya da yurt dışından isteyen herkes platforma ücretsiz olarak kaydolup, her birini konusunda uzman kişilerin anlattığı 49 başlık altındaki eğitim materyaline erişebiliyor. Bu eğitimde, özellikle hastalarına baktıkları için dışarı çıkmakta kısıtlılık yaşayan, doğru bilgiye ulaşmakta zorluk yaşayan ve coğrafi zorluklar nedeni bilgiye erişimde zorluk yaşayan hasta yakınlarının hedeflendiğini belirten Türkiye Alzheimer Derneği Genel Sekreteri Füsun Kocaman, proje ile ilgili şunları aktardı:

 

“Alzheimer Kampüs, 19 Ocak 2023’te ilk katılımcılarını kabul etti. Geçtiğimiz 6 aylık dönemde katılımcılar eğitimleri bitirip canlı yayın sohbet odası ve vaka analizlerine katıldı. Ayrıca katılımcılar isterlerse ilgili sınavlara girerek bu konuda sertifika da alabiliyor. Sertifika talebi olmayan hasta yakınları ise platformu bir referans kaynağı olarak doğru bilgiye ulaşmak için kullanabiliyor. Derneğin Dijital Dönüşüm Projesi kapsamında Alzheimer Kampüs, daha nitelikli bir platforma kavuşacak. Bu sayede eğitim alanların eğitim süreçleri içindeki “davranışları” takip edilecek ve geri bildirimler ile eğitim paketi geliştirilecek. Kampüs, “Sağlıklı Yaşama ve Yaşlanma” platformu haline getirilecek. Platform, “Oyunlaştırma”, “Artırılmış Gerçeklik” ve “Sanal Gerçeklik” gibi teknolojik araçlarla ve iletişim becerileri, problem çözebilme, zaman yönetimi gibi sosyal beceriler konusunda eğitici materyallerle daha çekici ve eğlenceli hale getirilecek.”

 

“EĞİTİM SEVİYESİ YÜKSEK KİŞİLERDE DEMANS RİSKİ AZALIYOR”

 

Yapılan büyük ölçekli prevalans ve insidans çalışmalarına göre, eğitim seviyesi demans riskini etkiliyor. “Bu çalışmalar, eğitim süresi arttıkça demans riskinin azaldığını ve her eklenen eğitim yılı için demans gelişme riskinin düştüğünü göstermektedir. Örneğin, lise ve üniversite mezunlarının demans riski, ortaokul ve altı seviyesinde eğitim almış kişilere göre anlamlı bir şekilde daha düşüktür. Daha yüksek eğitim seviyesine sahip bireyler, beyinlerinde Alzheimer hastalığı ile ilgili birikimler olsa bile buna karşı etkili bir şekilde direnirler ve zihinsel işlevlerini koruyabilirler” bilgisini veren Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede, sözlerine şöyle devam etti:

“Eğitimin demans riski üzerindeki etkisini yaşam boyu devam eden bilişsel, eğitsel ve mesleki aktiviteleri de içeren bir bağlamda değerlendirmek son derece önemlidir. Örneğin, yüksek eğitim düzeyi ile birlikte karmaşık bir mesleğe sahip olmanın demans riskini daha da azalttığı görülmektedir. Ayrıca her yaştaki eğitim Alzheimer’e karşı savunmada etkilidir. Yapılan yeni analizler, yetişkin eğitim sınıflarına katılan bireylerde 5 yıl sonra demans riskinin anlamlı bir şekilde azaldığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, yetişkinlik döneminde alınan eğitim, beyin fonksiyonlarını korumada kritik bir rol oynamaktadır. Yaşam boyu sürdürülen eğitsel ve mesleki aktiviteler, bilişsel, sosyal ve fiziksel uyarıcı faaliyetlerin beyin ağlarını nasıl etkilediğini göstermektedir. Bu aktiviteler, beyin hastalıkları veya yaşlanma süreçleri ile daha iyi başa çıkma kapasitesini artırır ve zihinsel işlevleri korur. Bu direnç kapasitesi, Alzheimer’ın öncüsü olan hafif kognitif bozukluğun ortaya çıkışını geciktirir ve hastalığın gelişme riskini neredeyse yarı yarıya (% 47 oranında) azaltır.”

 

AKDENİZLİLER GİBİ AKDENİZ TİPİ BESLENMEK GEREKİYOR

 

Beslenmenin, demansın başlangıcını hem önleme hem de geciktirmede rol oynayan çok önemli ve değiştirilebilir bir risk faktörü olduğunu belirten Doç. Dr. Nil Tekin, Akdeniz tipi beslenmenin Alzheimer’a karşı etkili bir beslenme şekli olarak kanıtlandığının altını çizdi. Ayrıca, Alzheimer riski taşıyan bireylerde dahi, Akdeniz tipi diyetin uygulanmasıyla bu riskin azaltılabildiğine dair önemli bulgulara rastlandığını da belirten Doç. Dr. Tekin, şu bilgileri verdi:

 

“Geleneksel Akdeniz tipi diyeti, yüksek miktarda zeytinyağı, meyve, kuruyemiş, sebze, tam tahıl, balık ve kümes hayvanı tüketimi ile karakterizedir. Bu beslenme şeklinde süt ürünleri, kırmızı et, işlenmiş et, işlenmiş gıdalar ve tatlı düşük miktarda tüketilir. Ancak dikkate değer bir nokta da Akdeniz tipi diyetin sadece besin seçimleriyle değil, aynı zamanda Akdeniz’de yaşayanların yaptığı gibi keyifli ve uzun sofralarda, sosyal etkileşim içinde tüketilmesinin de koruyucu etkisini artırabileceğidir. Örneğin, Akdeniz tipi diyeti Baltık ülkelerinde benimseyenlerde Alzheimer riski daha az düşmektedir. Bu da sosyal etkileşimin ve toplumsal bağların, besinler kadar korunmada önemli bir faktör olabileceğini göstermektedir.

 

Akdeniz tipi diyet dışında ona benzeyen MIND isimli diyetin de korunmada etkili olduğuna dair bulgular vardır. Buna karşın diğer diyet tiplerinin korunmadaki etkisi bilinmemekte, hatta bazılarının zararlı olabileceğine ait küçük çalışmalar da bulunmaktadır. Bilimsel bulgular çok besinli, sosyal enteraksiyonlu Akdeniz tipi beslenmenin Alzheimer’a karşı koruyucu etkisini kanıtlamıştır.”

 

10Ara

Demans Hastalarının ve Ailelerinin Yararlanabilecekleri Mobil Sağlık Çözümlerini

Türkiye Alzheimer Derneği, 1 Kasım 2021 tarihinde 2021-1-DE02-KA220-ADU-000028337 numaralı Erasmus+ projesi mHealth kapsamında çalışmalara başlamıştır. Bireylerin sağlıklı yaş almaları, sağlık göstergelerini evden izleyebilmeleri, saygın, öz-denetimli, emniyetli ve güvenli bir yaşam sürdürebilmeleri için tasarlanan mobil sağlık teknolojilerini tanıtma amaçlı bu proje kapsamında Eğitim Programı, Ciddi Oyun ve Online Eğitim Platformu hazırlanmaktadır.

 

Proje İş ve Teknoloji Enstitüsü (Almanya) tarafından yürütülmekte olup, Spominčica Alzheimer Slovenija, Gestió Sociosanitària al Mediterrani Sl (İspanya), Institut Emonicum (Slovenya), Ruhr-Universitaet Bochum (Almanya), Aristotelio Panepistimio Thessalonikis (Yunanistan), Schön Klinik Bad Aibling SE & Co KG (Almanya) ve Innovation Hive (Yunanistan) ortak katkılarıyla yürütülmektedir.

 

Demansın ilk aşamalarında da, insanlar bağımsız yaşamakta zorluk çekmeye başlayabilir, desteğe ve bakıma ihtiyaç duyabilirler. Ancak günlük yaşamın temel ve basit aktivitelerinin çoğunda yeteneklerini korurlar. Yaşam Kalitesi Modeli’ne göre bu destek, inisiyatif alan, problem çözen ve karar veren kişiler de dahil olmak üzere, insanların kontrolü ele geçirmelerine yardımcı olacak bir süreç olarak, onları öz-yönetime doğru güçlendirmeye dayanmalıdır.

 

“mHealth” olarak da adlandırılan mobil sağlık çözümleri, hafif demans hastalarının güçlendirilmesine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Bu teknolojiler, sağlık cihazlarına veya sensörlere (örn. bilezikler veya uyku pedleri) bağlanabilen uygulamaları ve ayrıca kişisel rehberlik sistemlerini, sağlık bilgilerini ve ilaç hatırlatıcılarını içerir. Diğerlerinin yanı sıra kalp atış hızını, kan şekeri seviyesini, kan basıncını, vücut ısısını ve uyku kalitesini ölçen ve iletişim, bilgi, motivasyon ve eğitim araçları sağlayan çeşitli teknolojik çözümleri kapsarlar. Kişiler, mHealth çözümlerini kullanarak sağlıklarını daha aktif bir şekilde yönetebilir, öz değerlendirmeler veya uzaktan izleme çözümleri sayesinde daha bağımsız yaşayabilirler. Ek olarak, kendi özel ortamlarında, bakıcılardan ve sağlık uzmanlarından destek alabilirler.

 

Bununla birlikte, mHealth çözümlerinin demans hastaları tarafından kullanım oranı düşüktür çünkü kullanışlılık algısı, mahremiyet, maliyet, farkındalık eksikliği ve bunları bireylerin kendi öz-yönetimleri için nasıl kullanacakları veya zorlu durumlardan çekilme ve becerilerdeki sınırlamalar nedeniyle utanç vb. gibi çeşitli engeller ve zorluklar mevcuttur.

 

mHEALTH-AD, özellikle mHealth çözümlerine odaklanarak hafif demans hastalarının dijital yeterliliklerini artırma ana hedefiyle başlatılmıştır. Demans hastaları bu teknolojilerin faydaları hakkında bilgilendirilecek ve öz-yönetimi ve güçlendirmeyi artırmak için bunları nasıl kullanacaklarını öğreneceklerdir. Bu hedeflere ulaşmak için, katılımcıların “dostça” bir ortamda eğitilebilecekleri, korkularını, endişelerini ve mHealth teknolojilerine olan çekincelerini azaltabilecekleri “yaparak öğrenme” ve “oyunlaştırma” temelli bir eğitim metodolojisi geliştirilmektedir.

 

 

07Eyl

Alzheimer Kampüs ilk mezunlarını verdi

Aile içindeki bir bireyde hastalığın ortaya çıkışı, bakım verme gereksinimi nedeniyle diğer üyelerin günlük düzen ve yaşamsal faaliyetlerinin bozulmasına neden olmaktadır, çünkü düşük-orta gelirli ülkelerde demans hastası bakım ihtiyaçları %70-90 oranında aile üyeleri ( %80-85 oranında kadınlar) tarafından karşılanmaktadır.

Alzheimer hastası bir aile üyesine bakım vermek seçilemez ve planlanamaz bir durumdur, üstelik oldukça uzun ve çetin bir süreçtir. Kişi hastanın sorunlarını ve gereksinimlerini karşılamak için ne kadar özenli ve özverili bir rol üstlense de, hastalığın kronik ve yoğun yapısı bakımverende fiziksel, psikolojik, sosyal veya finansal sorunlara yol açabilmektedir. Bakım vermeye bağlı olarak kişinin kendi sosyal yaşamından kopması, mesleki ve sosyal rollerini devam ettirememesi ve boş zaman aktivitelerine katılamaması, bakımın yük olarak algılanma düzeyini artırır ve anksiyete, depresyon, tükenmişlik sorunları ortaya çıkarken, bakımverenin fiziksel sağlığı da riske girer ve artan ekonomik güçlükler tabloyu daha da zorlaştırır.

Bakım verenlerin iyilik hallerinin bozulması bakım sürecini engelleyebilir, ya da ağır yük altında verilen bakım da yetersiz olur, hatta kesintiye uğrayabilir. Bu yükü hafifletme ve hem bakımverenin hem de bakım alanın saygın ve kaliteli bir yaşam sürmesi için gereken tek şey bilgidir. Hastalığın bireyin fizyolojisi üzerindeki etkileri, farklı evrelerde ortaya çıkan ruhsal, fiziksel ve zihinsel engeller kadar davranış değişiklikleri, iletişim taktikleri ve hastayla  güven bazlı, saygıya dayalı bir ilişki kurmak gibi pek çok konuda uzmanlık düzeyinde bilgi sahibi olmayı gerektirir. Neredeyse akademik bir çalışmaya karşılık gelebilecek bu öğrenme süreci, bakımverenin eğitim düzeyi, kişisel becerileri ya da yüklendiği diğer sorumluluklar gibi çoğu kişiye özel faktörlere bağlı olarak zorlayıcı olabildiği gibi ailenin Alzheimer konusundaki farkındalığı ve bilgiye erişim olanaklarıyla da sınırlanabilmektedir. Tüm bu zorlukların aşıldığı durumda bile, coğrafya ve hastayı yalnız bırakamama sorunu nedeniyle, bakımveren ihtiyaç duyduğu yeterli, doğru ve bütünsel eğitime erişim sağlayamaz.

Derneğimiz tarafından tüm sorunlara çözüm getirmek üzere 21 Eylül 2021-20 Eylül 2022 döneminde hazırlanan  Alzheimer Kampüs, hasta yakınlarına istediği zaman ve istediği yerde eğitim alıp isterse sonunda sertifika alarak meslek sahibi olma olanağı veren bütüncül bir eğitim paketidir. Hasta yakınlarının ya da profesyonel bakımverenlerin ücretsiz ve açık bir referans kaynak olarak kullanabileceği bu eğitim paketi zengin görsel materyali ile yaşlılık süreçlerinden, saldırgan hasta ile nasıl başedilir konusuna, evde ilk yardımdan bakımverenin kendi öz bakımına kadar pek alanda gerekli ve yeterli bilgiyi sunmaktadır.

 

19 Ocak 2023 de ilk kursiyerlerini kabul eden Kampüste, geçtiğimiz 6 aylık dönemde 17 kişi eğitimini düzenli olarak takip etmiş, 3 adet canlı yayın sohbet odası ve vaka analizlerine katılmış, 2 kursiyer ara sınavlarını başarıyla tamamlayarak sertifika sınavına girmeye hak kazanmıştır.

 

21 Eylül 2023-20 Eylül 2024 dönemi için hazırlanan Dijital Dönüşüm Projesiyle Kampüs, Derneğin kendi yönetiminde bir platforma kavuşacak, bu yapıyla eğitim alanların eğitim süreçleri içindeki “davranış”larını takip etmek ve eğitim paketini geliştirmek, eğitimin bütününü ölçeklemek mümkün olacaktır. Kampüs bir adım daha ileri götürülerek “Sağlıklı Yaşama ve Yaşlanma” platformu haline getirilecek, Gamification (oyunlaştırma), Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality), Sanal Gerçeklik (Virtual Reality) gibi teknolojik araçlarla ve

“Soft Skills” olarak tanımlanan iletişim becerileri, problem çözebilme, zaman yönetimi gibi günümüz dünyasında gerekli olan sosyal beceriler konusunda da eğitici materyal ile daha çekici ve belki eğlenceli hale gelip, daha çok kişinin uğradığı bir kütüphane görevi görecektir.

 

06Eyl

ERASMUS PROJELERİMİZE BİR YENİSİ EKLENDİ

ERASMUS PROJELERİMİZE BİR YENİ EKLENDİ

Türkiye Alzheimer Derneği, ADatHOME kısa adıyla anılan “TRAINING PROGRAM FOR THE IMPROVEMENT OF QUALITY OF LIFE OF PERSONS WITH ADVANCED DEMENTIA THROUGH THE APPLICATION OF INNOVATIVE STRATEGIES IN DOMICILIARY ENVIRONMENTS SUPPORTED BY ASSISTIVE TECHNOLOGIES” (İLERİ DEMANSLI KİŞİLERİN YAŞAM KALİTESİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA YARDIMCI TEKNOLOJİLERLE DESTEKLENEN YAŞAM ORTAMLARINDA YENİLİKÇİ STRATEJİLERİN UYGULANMASIYLA EĞİTİM PROGRAMI) Projesinin ortağı olmaktan duyduğu gururu sizlerle paylaşmak ister.

 

ERASMUS+ PROGRAMME 2020 KEY ACTION 2: COOPERATION FOR INNOVATION AND THE EXCHANGE OF GOOD PRACTICES / KA2 STRATEGIC PARTNERSHIP_ADULT EDUCATION tarafından 224.255,00 € hibe tahsis edilen ADatHOME, 01/11/2020 tarihinde başladı ve 26 aylık bir çalışma ile 31/12/2022 tarihinde Istanbul’da yapılacak bir Kapanış Konferansı ile sona erecek.

 

ADatHOME projesi, ev ortamlarında ileri demanslı bireylerin yaşam kalitesinin nasıl iyileştirilebileceği konusunda bakımverenlerin yetkinliklerini (tutum, bilgi, beceri) artırmak ana hedefi ile başlatılmıştır. Alzheimer hastalığının ilerlemesiyle birlikte semptomlar zamanla kötüleşir, ileri evrelerde bireyler çevrelerine tepki verme, konuşmayı sürdürme ve hatta hareketi kontrol etme yeteneğini kaybederler

 

PROJENİN ÖZEL HEDEFLERİ:

  • Hedef kitleyi, hem İleri Demanslı bireylerin hem de bakımverenlerinin yaşam kalitesine uygun bakımın etkinliği ve etkisi hakkında bilinçlendirmek.
  • Sözel Olmayan İletişim ve Duyusal Uyarıma odaklanarak, konut ortamlarında İleri Demanslı Kişilerin (GDS 6-7) yaşam kalitesini iyileştirmek için mevcut yenilikçi stratejilerin nasıl uygulanacağına ilişkin kılavuzlar ve araçlar oluşturmak ve aktarmak.
  • Ev ortamlarında İleri Demanslı Kişilerin (GDS 6-7) temel bakım görevlerini uyarlamak.
  • Ev ortamlarında İleri Demanslı (GDS 6-7) kişilerin yaşam kalitesini iyileştirmek için Yardımcı Teknolojileri uygulamak.
  • Bakımverenlerin, bakımın etik zorluklarıyla yüzleşmelerine, yükü azaltmalarına ve tükenmişliklerini önlemelerine yardımcı olmak için öz bakım yeterliliklerini arttırmak.

GELİŞTİRİLECEK EĞİTİM PAKETLERİ;

  • Ev ortamında ileri düzeyde demansı olan kişiler için sözsüz iletişim ve duyusal simülasyon üzerine eğitim paketi.
  • Ev ortamlarında bakım görevlerinin ileri demans hastalarına uyarlanmasına ilişkin eğitim paketi.
  • Ev ortamlarında ileri düzeyde demansı olan kişilerin yaşam kalitelerini iyileştirmeye yönelik yardımcı teknolojiler üzerine eğitim paketi.

Alzheimer ile yaşayan kişilerin ilişkilerini kurarken sorunları olabilir, ADatHOME projesinin birçok farklı şekilde gösterdiği  etkileşim yöntemi bu sorunları gidermekte yararlı olacaktır.

 

Etkileşim Yöntemleri:

Yoğun Etkileşim Nedir?

Yoğun Etkileşim yaklaşımı, iletişim ihtiyaçları olan insanlarla davranışlarını taklit ederek, onlara son derece duyarlı bir şekilde yanıt vererek ve iletişim ve etkileşim için bir temel olarak yaptıklarını yansıtarak etkileşimde bulunmayı içerir. Bu nedenle, bu mutlaka etkileşimin sözlü olacağı anlamına gelmez. Yoğun Etkileşim, herhangi bir konuşma veya dil gelişiminden önce gelen iletişimi ‘iletişimin temellerini’ öğretmeye odaklanır.

Yoğun Etkileşim yaklaşımı, aşağıdakiler gibi bir dizi teknik içerir:

  • Fiziksel temas
  • Göz teması
  • Vokal yankılanma
  • Göz teması ve yüz ifadesi dahil olmak üzere sözlü olmayan iletişim alışverişi
  • davranışsal yansıtma
  • dönüş alma
  • Yorumları çalıştırma
  • Ortak odak etkinliği

 

Duyusal Temas (Snoezelen Terapi)

Snoezelen terapist tarafından değil, Alzheimer hastasının tepkisi tarafından kontrol edilen yönlendirici olmayan bir terapidir. Işıklandırmayı, atmosferi, sesleri ve dokuları hastanın kullanım sırasındaki özel ihtiyaçlarına göre uyarlayarak çoklu-duyusal bir deneyim veya tek bir duyusal odak sağlamak için sahnelenebilir.

Yararları:

  • Bu insanların geçmişte keyif aldıkları hobilere katılamayabilecekleri düşünüldüğünde, desteklenmesi gereken o aktivitenin duyusal yönü olabilir.
  • Duyusal faaliyetler ayrıca, görevin basitliği nedeniyle farkındalığı ve dikkati artıran bir düzeyde uyarım sağlayabilir.
  • İşitsel uyarım, ruh hali geliştirme, rahatlama ve biliş için çok etkilidir. Doğal sesten (örneğin kuş cıvıltısı, şelale, kentsel ortam) müzik gibi üretilmiş seslere kadar çok çeşitli sesleri içerir.
  • Her ikisi de canlı olarak dinlenebilir veya bir ses sistemi aracılığıyla çalınabilir. Çok duyusal bir alan, hem CD çalarlı iyi bir ses sistemi hem de müzik aletleri veya su özellikleri gibi yaşam sesleri üreten öğeler sağlamalıdır.

 

Müzik Terapisi

Müzik, güçlü duygular uyandıran, yürekleri ısıtan anıları geri getiren ve kendinizi ifade etmenin bir yolunu sağlayan etkili bir güçtür. Bu tür bir etki ile müziğin terapi için etkili bir araç olabilmesi şaşırtıcı değildir.

 

İki temel müzik terapi türü vardır: Aktif veya Alıcı. Müzik yeteneğine ihtiyacınız yoktur ve herkes katılabilir.

  • Aktif müzik terapisi: Genellikle basit enstrümanlar çalmayı, dans etmeyi veya şarkı söylemeyi içerir. Bu tür terapiyle aktif olarak ilgilenirsiniz ve fiziksel sağlık için faydalı olabilecek fiziksel uyarımı teşvik eder.
  • Alıcı müzik terapisi. Bu, dikkatli müzik dinleyerek geçirilen belirli bir süreyi içerir ve genellikle özel olarak seçilmiş kayıtlı veya canlı müzik söz konsudur. Şarkı seçimleri genellikle kişinin kültürünü, neslini ve kişisel deneyimlerini yansıtacaktır.

Müzik Terapisinin Yaşlılara 6 Yararı

  • Bilişsel işlevi ve zihinsel sağlığı destekler.
  • Hafızayı ve konsantrasyonu uyarabilir.
  • İletişim becerilerini geliştirir.
  • Depresyon, stres ve kaygıyı azaltır.
  • Harekete ilham verir.
  • Sosyal bağ kurar ve güçlendirir.

 

 

Namaste Bakım

Namaste Bakım, Alzheimer hastalarına demanslarının sonraki aşamalarında verilen bakımın odağını ve yapısını değiştirir.

Bir örnek: ‘birini temizleme süreci olarak banyoya odaklanmak yerine, banyo yapmanın zevki ve keyfi için banyo yapmaya yöneltmek’. Namaste Bakım, ağrıyı yönetmek, yeterli yiyip içtiklerinden emin olmak, kaygı ve stresi yönetmek için müzik kullanmak gibi birçok aktiviteyi destekler.

Bildirilen faydalar

  • Namaste Bakım yaklaşımının kullanılması, ABD’deki denendiği bazı bakım evlerinde, sözel olmayan konuşmaya başlayan sakinlerde, görünür kaygı belirtilerinin kaybolması ve sakinlerin baloncuklara gülmesi dahil olmak üzere, ‘küçük mucizeler’ raporları üretti. Bu, insanların odalarda tecrit edilmesinden veya televizyonun önünde bırakılmasından çok farklı ve önemli bir değişikliktir.
  • Namaste Bkımın sadece asistanlar için değil, aileler ve bakım evi personeli için de yaşam kalitesini iyileştirdiğine dair kanıtlar vardır; ABD’deki bazı bakım evi personeli, programı kullanmanın kendilerini daha güçlü ve işlerinden memnun hissetmelerine yardımcı olduğunu bildirdi.

Hareketlilik, Hijyen ve Dinlenme, güvenli ortamlar sağlar.

Bu bölüm bakımverenin hareketlilik görevini nasıl yerine getirdiğini sorgulamaktadır. Alzheimer hastalarını incitmekten kaçınarak hareket ettirmek için uygun teknikleri bilmek, hem de kendi kendilerine hareket etmeye teşvik etmek için bir eğitim yararlı olacaktır.

 

Yardımcı Teknolojiler

Yardımcı teknoloji, günlük bakım faaliyetlerinde size yardımcı olmak için tasarlanmış herhangi bir cihaz, sistem veya ekipmandır. Aşırı yüklenmeden kaçınarak sizi ve sevdiklerinizi desteklemek için tasarlanmıştır.

02Kas

AbilityPool Platformu ve Türkiye Alzheimer Derneği

AbilityPool Platformu ve Türkiye Alzheimer Derneği Daha yaşanılabilir bir dünya için güçlerini birleştirdi!

Türkiye Alzheimer Derneği, gönüllülüğün dijital platformu olan AbilityPool ile iyiliği yaymaya tüm hızıyla devam ediyor!

Değerli iş birliğimiz doğrultusunda Türkiye Alzheimer Derneği de artık gönüllülerine AbilityPool üzerinden ulaşarak genişleyen kitlesiyle daha fazla hastanın ve hasta yakınının bilinçlenmesini sağlamayı hedefliyor.

AbilityPool, halka açık birçok projeyi tek çatı altında toplayarak ülkemizde gönüllülük çalışmalarını dijitalleştirerek çoğaltmayı amaçlayan bir sosyal girişim. AbilityPool platformuna belirli aralıklarla açtığımız projelerle farklı yetenek ve uzmanlıklara sahip gönüllülere ulaşırken bir yandan da projelerimizi dijital bir ortama taşıyoruz.

Bu zamana kadar 3 aktif proje gerçekleştirdik. “Online Gönüllü Çevirmenler Arıyoruz!” projemizde onlarca gönüllü, Alzheimer Derneği’nin Erasmus+ projeleri için İngilizce-Türkçe çeviri desteğinde bulundu. “Ofis Destek Gönüllüsü Aranıyor” ve “Metin Yazarı Aranıyor!” gibi projelerde de daha özelleşmiş alanlarda AbilityPool platformu aracılığıyla birçok gönüllümüz ile buluşma ve çalışma fırsatı bulduk.

AbilityPool Nedir – Projeler ve insanlar arası bir köprü olma misyonunun yanında kurumların, çalışanlarının yeteneklerini keşfederek gönüllülük faaliyetlerini sürdürülebilir ve ölçümlenebilir bir şekilde yönetmelerini sağlayan bir platform hizmeti sunar. Aynı zamanda gönüllülüğün LinkedIn’i olarak da tanımlanan AbilityPool’da gönüllü olmak ve daha fazlası için web sitesini ve sosyal medya hesaplarını ziyaret edebilirsiniz.

28Şub

Covid-19 Tedbirleri Kapsamında 1 Eylül 2020 Açıldık

Aralıksız olarak  Gündüz Yaşam Evimizde vermiş olduğumuz hizmetlerimize Covid-19 sebebi ile 11 Mart 2020 tarihinden 01 Eylül 2020 tarihine kadar ara vermek  zorunda kaldık.

1 Eylül 2020 tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve T.C. Sağlık Bakanlığının yayınlamış olduğu Covid-19 tedbirleri genelgeleri doğrultusunda merkezimize 1 hasta ve 1 hasta yakını olmak kaydıyla hasta kabulüne başlandı. Merkezimizi hizmete açmadan önce Covid-19 önlemleri kapsamında çalışan personele  enfeksiyon ve enfeksiyondan koruma önlemleri hem teorik hem de pratik eğitiminler verilmiştir. Personelin vereceği hizmet esnasında giyeceği formalar ve tek kullanımlık özel giysiler tedarik edilmiştir. Kabul edilen hastalara kişiye özel hazırlanmış hijyen kitleri ve boyama kitleri kullanımlarına sunulmuştur.  Kabul ettiğimiz hastalarımız ile yumurta kolisinden tabak yapımı, kullanılmış konserve kutularından kalemlik yapımı, taş boyama, eski araba lastiğinden çiçek saksısı oluşturma gibi çalışmalarla merkezimizde sanat terapileri kapsamında geri dönüşüm projeleri üretilmiştir.

Ancak Covid-19 pandemisi tedbirleri kapsamında 03 Kasım 2020 tarihinde tekrar hizmetlerimize ara vermek durumunda kaldık. Pandemi sürecinin bitmesi ile tüm heves ve titizlikle çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

26Şub

HER AY SANAL TOMBALA ETKİNLİĞİNDE BULUŞUYORUZ

2020 yılının son gününde 2021 yılına hoş geldin diyerek müzik atölyesinin ardından hastalarımız ve hasta yakınlarımız ile birlikte sanal tombala oynadık. Hasta yakınlarımızın yoğun ve istekli talebine kayıtsız kalmayarak her ayın sonunda yapılan müzik atölyesi sonrasında sanal tombala oynamaya devam edeceğiz.

 

Sanal tombala online ortamda sanal kartlarla oynanmaktadır. Mail yoluyla katılımcılara sanal kartlara ulaşabilecekleri bağlantı gönderilmektedir. Sayılar dijital ortamda butonla çekilmekte, çekilen sayılara göre oyuncular kartlarına çarpı koymakta ve çinko yapılan kart kontrol edilebilmektedir. Tombala yapan katılımcılara hastalarımızın ördüğü şallar hediye edilmektedir.

26Şub

Cevahir Avm 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü

21 Eylül 2020 Dünya Alzheimer Günü Kampanyası kapsamında Türkiye Alzheimer Derneği, İstanbul’un en büyük alışveriş merkezlerinden Cevahir AVM ve Medina Tugrul DDB Reklam Ajansı ile ortaklaşa düzenlenen “Unutulmuş Şeyler” adlı sürpriz bir etkinliğe imza attı.

Hem açık havada hem de kapalı alanda “Unutulmuş Şeyler Alzheimer’ın habercisi olabilir” sloganıyla ilan panosu afişleri, sosyal medya paylaşımları gibi görsel yayınlar paylaşıldı. AVM içerisinde Dernek temsilcilerinin katıldığı hem hastalık hem de Dernek tarafından verilen hizmetler hakkında sözlü bilgi verilen bir stant kuruldu. Alışveriş merkezi içinde eşyasını unutanlar (güneş gözlüğü, şapka, baston vb.) için periyodik olarak bir eşya bulunduğuna dair duyurular yapıldı. Kaybolan eşyaları için müracaat eden kişiler Dernek standına yönlendirildi. Etkinliğin amacı, insanların unutkanlıklarını yeniden gözden geçirmelerini ve erken teşhisin önemini anlamalarını sağlamaktı.

 

26Şub

Yaşam Evimizi Gururlandıran Ödül

Marmara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından sekizincisi düzenlenen 2020 Altın Karınca Ödülleri sahiplerini buldu. Proje ödüllerinde 381 proje 10 ayrı kategoride yarıştı. Şişli Belediyesiyle Türkiye Alzheimer Derneği ortak projesi olan Alzheimer Yaşam Evi Projesi Sosyal Hizmetler dalında ödüle layık görüldü.

 

Yaşam Evi Projesi hayata geçirildiği ilk günden bu yana Türkiye Alzheimer Derneği’nin işbirliği, danışmanlığı ve rehberliğinde Şişli Belediyesi’nin destekleriyle yürütülmektedir. Başta gündüz yaşam evi projesi olmak üzere derneğin yürüttüğü çalışmalarla yerel yönetim, akademi ve sivil toplumun güçlü işbirliğiyle vatandaşlara etkili ve iyi hizmet sunmak hedeflenmektedir.