11Ağu

Alzheimer hastalarına doğru yaklaşım ve iletişim

Prof. Dr. Aynur Özge

En uzak mesafe ne Afrika’dır
Ne Çin, ne Hindistan,
Ne seyyareler,
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan..
En uzak mesafe;
iki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan…

Can YÜCEL

İletişim, kelime anlamı olarak diğer insanlarla her türlü sözlü ve sözsüz etkileşim kurma anlamına gelen, en az iki insanı gerektiren dinamik bir süreçtir. Temelde kişiler umursanmak, kabul görmek, değerli olmak, yeterlilik ve sevilmek gibi var olmanın göstergeleriyle anlaşılmak için iletişim kurarlar. Oysa yaşlılarda gelişen fiziksel değişiklikler nedeniyle kişinin benlik kavramı, kendine güveni ve iletişim yeteneği bozulmuştur. Keza yaşanan çevre ve sahip oldukları sağlık problemleri de bu süreçte olumsuz rol alabilmektedir.

İlerleyici bir beyin hastalığı olan Alzheimer hastalığında zihinsel fonksiyonlarda başta bellek ve lisan yeteneği olmak üzere yaşanan kayıplar iletişimi bozmaktadır. Zamanla eklenen algılama güçlükleri, eşlik edebilen davranışsal sorunlar, kullanılan ilaçların yan etkileri ve bakım koşullarına ait faktörler de iletişim sorununa yeni halkalar eklemektedir.

Alzheimer hastalarında karşılaşılan iletişim sorunlarına yaklaşırken hastanın hangi evrede olduğuna (hastalık kabaca erken, orta ve ileri evre olmak üzere üç evredir) ve gerek bireysel, gerekse bakım verene ait çevresel özelliklere dikkat etmek gerekmektedir. Sorunları tanımlamak ve pratik çözüm önerileriyle örnek vermek gerekirse;

Sorun 1: Sözlü iletişim bozukluğu

Çözüm önerileri:

  • Kendinizi tanıtarak cümleye başlayın.
  • Hastaya saygınlığına uygun şekilde hitap edin.
  • Göz teması kurun.
  • Basit kelimeler, kısa cümleler tercih edin.
  • Yumuşak ve sakin bir ses tonu kullanın.
  • Cevap garantisi olan sorularla konuşmaya teşvik edin.
  • Uzun süreli belleğe ait sorular ile özgüveni destekleyin.
  • Sözünü kesmeyin, hatasını düzeltmeyin.
  • Soruları cevaplayacak yeterli zamanı tanıyın.
  • Dinlerken olumlu beden dili kullanın.
  • Bir anda çok fazla bilgi vermeyin.
  • Mizah gücünüzü zorlayın.
  • Mecazi anlam kullanmayın (örneğin “bu iş benim için çantada keklik” gibi).
  • Ortamda gürültü olmasın (Radyo, TV vb. kapatın).
  • Konuşmanızı lisan dışı iletişim yöntemleriyle (dokunmak, işaret etmek, mimikler vb) destekleyin.
  • Hoş, sakin ve destekleyici olmayı sürdürün. Örneğin, “merak etme her şey yolunda” gibi.
  • Söylediklerini dikkatle dinleyin.
  • Söylediklerini yavaşça tekrar edin ve önemli kelimeleri vurgulayın.
  • Bir kelimeyi hatırlamakta veya cümleyi bitirmekte zorlanıyorsa başka bir şekilde açıklamasını isteyin ya da anlamını tahmin ederek doğru olup olmadığını sorun.
  • Seçim yapması gerekiyorsa, “evet” veya “hayır” şeklinde yanıtlayabileceği biçimde soru sorun.
  • Bir şey yapmasını istemek işe yaramıyorsa, ona yapacağı şeyi göstermeyi deneyin.
  • Hiç yanıt vermese bile iletişimi sürdürmeye ve ilgisini çekmeye çalışın.

Sorun 2: Sizi dinlemiyor, sürekli aynı şeyi tekrarlıyor, adeta kendi dünyasında yaşıyor.

Çözüm önerileri:

  • Ortamda kendisini rahat hissetmesi için çaba harcayın.
  • Görme, duyma ya da damak rahatsızlığı olmadığından emin olun.
  • Ağrı, rahatsızlık, hastalık ya da ilaçların yan etkileri akıl karışıklığını artırabilir ve iletişimi zorlaştırabilir. Kontrol edin, danışın, yardım alın.

Sorun 3: Sözlü iletişimde başarılı olunamıyorsa

Çözüm önerileri:

  • Sözsüz iletişimi deneyin.
  • Gülümseyin, elini tutun veya şefkat belirten davranışlar yapın.
  • Direkt olarak ona bakın, size ilgi gösterip göstermediğine dikkat edin. Eğer vücut diliyle sizinle ilgilenmediğini ifade ediyorsa, birkaç dakika ara verin.

Sorun 4: Alzheimer hastalığına bağlı bellek kaybı

Çözüm önerileri:

  • Her zaman iletişime kendinizi tanıtarak başlayın.
  • Anlaması için ona zaman bırakın.
  • Olumlu beden diliyle sürece katkıda bulunun.
  • Fotoğrafların üzerine etiket yapıştırmak gibi çözümlerle işi pratikleştirin.
  • Eşya ve mekânlara etiket koyun.
  • Kafa karışıklığı yapacak eşyaları ortamdan uzaklaştırın.
  • Listeler, notlar, takvimler, çalar saatler vs. gibi anımsatıcılar kullanın.
  • Kaybolma olasılığına karşı üzerinde bileklik, kolye, giysi etiketi vb. bulundurun.
  • Elinizde yenilerde çekilmiş bir resmini bulundurun ki kaybolma vb. durumlarda ihtiyacınız olacaktır.
  • Hastanın zaman zaman farklı yerlerde misafir kalması gerekiyorsa, kullanmaya alışkın olduğu bazı eşyalarını da beraberinde götürmesini sağlayın (örneğin; yatak örtüsü, yastık, resimler gibi).

Sorun 5: Alzheimer hastalığı seyrinde görülen davranış problemleri (Hırçınlık, saldırganlık, ısrarcılık, uygunsuz davranışlar, hayal görme, sanrılar, uyku bozuklukları, duyarsızlık, içe kapanma vb.)

Çözüm önerileri:

  • Problem hastalıktan kaynaklanıyor, hastadan değil !!! Bu gerçeği kabul edin.
  • Her koşulda olabildiğince sakin olun.
  • Suçlamaları veya uygunsuz talepleri kesinlikle üzerinize alınmayın.
  • Suçlamayın, suçlanmayın ve kendinize bunun hastalıkla ilgili olduğunu sürekli hatırlatın.
  • Olaylar veya sözleri hastanın geçmiş kişiliği ya da yaşanan olaylarla ilişkilendirmeyin.
  • Ona sorunu algılaması ve sizinle işbirliği yapması için zaman tanıyın.
  • Aktif veya pasif olarak cezalandırmayın.
  • Mizah gücünüzü yardıma çağırın.
  • Olayın gerçekçi bir sebebi olabilir. Örneğin; açlık, susuzluk, engellenmişlik, can sıkıntısı, mahremiyeti koruma isteği veya yalnızlık korkusu gibi.
  • Dış uyaranları azaltın.
  • Her koşulda onu anladığınızı hissettirin.
  • Becerebilirseniz konuyu değişirin
  • Ortamı yeniden düzenleyin;
    • Televizyonu fişten çekin
    • Gerekiyorsa aynaları kapatın
    • Resimleri ortadan kaldırın
    • Gereksiz/zarar verebilecek eşyaları ortadan kaldırın.
  • İş-uğraş etkinlikleri vb ile dikkatini başka yöne çekin.
  • Güven duygusunu her fırsatta pekiştirin.
  • Kendinizi ve hastayı rahatlatıcı (meditasyon, gevşeme egzersizleri, aromaterapi, masaj vb.) yöntemleri her fırsatta dikkate alın.
11Ağu

Alzheimer Hastalığında Çevre Düzeni

Uzm.Dr.Aslı TUFAN
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları ABD Geriatri BD

Yaşlanma ile çok sayıda kronik hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Bu kronik hastalıkların başında demans yer almaktadır. Demans edinsel olarak bilişsel (kognitif) yeteneklerde, günlük yaşam aktivitelerini bozacak düzeyde bozulmalar olmasıdır.

Demansa en sık sebep olan hastalık Alzheimer Hastalığı’dır. Alzheimer Hastalığı evreleri erken, orta ve ağır evre olarak sınıflandırılabilir.

Hafif evre demansı işte ve ev dışında bağımsızlığın bozulmaya başladığı,

orta evre demansı bunlar tümüyle bağımlılaşırken ev yaşamı ve kendine bakımda sorunların başladığı,

ağır evre demansı ise sürekli bakım gereken, tümüyle bağımlı bir durum olarak tarif edebilir.

Demanslı yaşlıların bakımı önemli bir sosyal problemdir. Bu sebeple uygun bir çevre düzeni yaratılmalı ve evde gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır.

İdeal Çevresel Düzenleme

  • Eski çevre koşullarına benzer ve aşinalık hissi uyandırması önemlidir.
  • Yaşlıların alışkın olduğu şekilde yaşamaları sağlanmalıdır.
  • Uygun olmayan bir çevre demans hastalarının yaşam kalitesini kısıtlar ve hastalığın semptomlarında kötüleşmeye yol açabilir.

Kişisel Oda Düzeni

  • Öncelikle kişinin kendi özel odasının düzenlenmesi önemlidir.
  • Yaşlının özel eşyaları ve mobilyaları kullanılmalıdır.
  • Oda duvarlarına yaşlının görebileceği büyüklükte eski fotoğrafları asılmalıdır.
  • Göreceği yerde saat ve takvim olması sağlanmalıdır.
  • Duvar boyasında sıcak rahatlatıcı renkler seçilmelidir.
  • Yaşlının alışkın olduğu nevresim ve perdeler seçilmelidir.
  • Tuvalet ihtiyacını karşılayabilen bir demanslının banyosu ulaşımı kolay, odasında oturduğu yerden görülebilecek şekilde dizayn edinmelidir.

Koridorların Düzenlenmesi

  • Koridorlar karmaşık olmamalıdır.
  • Koridorlar iyi aydınlatılmalıdır.
  • Zemin ile duvar kontrast renklerden oluşmalıdır.
  • Kapılara oda isimleri yazılabilir.

Mutfak Düzeni

  • Yemek alanlarında televizyon bulunmamalıdır.
  • Kafa karıştıran motif ve desenli duvar kâğıtları ve boyalardan kaçınılmalıdır.
  • Masa sınırlarının belirlenmesi için kenarları vurgulanmalıdır.
  • Masa-tezgâh–sandalye gerektiğinde tekerlekli sandalye yüksekliğine uygun ayarlanmalıdır.
  • Dolap–ocak kilitleri bulundurulmalıdır.
  • Sıvı deterjanlar konusunda önlem alınmalıdır.
  • Kaşık-çatal aparatları muhafaza altında olmalıdır.

DÜŞMELER

Toplumda yaşayan yaşlıların yüzde 30-40’ı her yıl düşer. Düşen yaşlıların yüzde 20-30’unda ciddi problemler olur. Düşmeden sonra yaşam kalitesi belirgin olarak bozulabilir.

Düşme Durumunda Yapılabilecekler

  • Yaşlılara düşmeleri engellemek için önerilerde bulunulmalı
  • Egzersiz (özellikle dengeye yönelik)
  • Güvenli davranışlar
  • Çevresel faktörlerin azaltılması
  • İlaçların gözden geçirilmesi

Çevresel-kişisel faktörlerin düzeltilmesi

ANTRE

  • Yürürken çarpıp düşmeye yol açabilecek objeler olmamalıdır.
  • Kaymayan zemin ve halı tercih edilmelidir.
  • Merdivenler eşit, uygun genişlik ve yükseklikte olmalıdır.
  • Merdivenlerin her iki tarafında sağlam tırabzan bulunmalıdır.
  • Merdivenler ve giriş iyi aydınlatılmalıdır.
  • Merdivenlerin başlangıç ve bitiminde, kat aralarında ışınımlı lamba anahtarı olmalıdır.
  • Kapı girişindeki eşik çok yüksek olmamalıdır.

OTURMA ODASI

  • Elektrik kabloları yürünen alanlarda halı altında olmamalıdır.
  • Sandalye ve kanepeler sağlam ve güvenli olmalı,
  • eğilme ya da sallanma yapmamalıdır,
  • çok yüksek ya da çok derin olmamalı,
  • kolaylıkla kalkılabilmeli,
  • oturma ya da ayağa kalkmada yardımcı kollukları olmalıdır.
  • Işınımlı lamba anahtarları girişin hemen yanında olmalıdır.
  • Yürüyüş için geçiş alanları yeterli olmalı, mobilyalar duvarlara doğru yerleştirilmelidir.

MUTFAK

  • Mutfakta direkt olarak dışarıya açılan ya da kullanılmayan boşluklara uzatılan boru şeklinde baca/havalandırma sistemi bulunmalıdır.
  • Tezgah yüzeyi çok yüksek olmamalı, kişi üzerindekileri kolayca alabilecek durumda olmalıdır.
  • Lamba anahtarları kapının yakınında ve yeterli yükseklikte olmalıdır.
  • Hem sıcak hem soğuk su akışını sağlayan yuvarlak olmayan tek kontrollü musluklar kullanılmalıdır.
  • Yere dökülen sıvılar hemen kurulanmalıdır.
  • Yaşlı mutfakta çalışırken uzun ya da sarkıntılı olup tutuşmaya neden olabilecek kıyafetler giymemelidir.
  •  Yeterli aydınlatma olmalıdır.
  • Doğal gaz kullanılıyorsa alev ya da arıza anında otomatik gaz kesim sistemi olmalıdır.
  • Ocak, ısıtıcı vb. araçların düğmelerinin açık kapalı durumları kolayca fark edebilecek biçimde işaretletmiş olmalıdır,
  • yanıklara engel olacak şekilde fırının ön tarafında olmalıdır,
  • yakınında kolayca tutuşabilecek maddeler ve cisimler olmamalıdır.

BANYO

  • Banyo düzeni yaşlıların kaymalarını, çarpmalarını önleyecek biçimde olmalıdır.
  • Küvet, duş ve gereken yerlerde tutunmayı sağlayacak tutamaklar konulmalıdır.
  • Yerler ıslak bırakılmamalı, kaymayan terlikler kullanılmalıdır.
  • Elektrikli aletler kullanılmadığı zaman fişleri prizden çıkarılmalı, kabloları ortalıkta olmamalıdır, ıslak alanlardan uzak tutulmalıdır.
  • Kolay ayarlanabilir musluk kullanılmalıdır.
  • Kullanılan fayanslar kaymayan ve paspas tutucu özellikte olmalıdır.
  • Banyo kapısı dışa açılır olmalıdır.
  • Havalandırma sistemi ve sıcak kaynağı (kazan/soba) güvenliği olmalıdır.
  • Tuvalet, duş, banyo küveti yakınında duvarda yatay eksende iyi sabitlenmiş tutunma kolu olmalıdır.

YATAK ODASI

  • Mümkünse yatak başı lamba tercih edilmelidir.
  • Yatak odasından banyo/tuvalete giden koridorda gece lambası kullanılmalıdır.
  • Yatak etrafında bol miktarda yürüyüş yolu bırakılmalıdır.
  • Telefon, bardak, ilaçlar gibi önemli maddeleri koyabilecek küçük sabit masa/komidin olmalıdır.
  • Giyinirken oturulabilecek, kollukları olan, sağlam bir sandalye bulundurulmalıdır.
  • Duvardan-duvara, düzgün serilmiş halı tercih edilmelidir.
  • Telefon prizi bulunmalıdır.
  • Sık kullanılan eşya ve giysiler kolay erişilebilecek yerlerde bulunmalı, tabure/sandalye üzerine çıkmadan ulaşılabilmelidir.
  • Isıtıcı, elektrikli battaniye vb. açıkken uyunmamalıdır.

DOLAPLAR

• Sık kullanılan eşyaları, omuz-diz seviyesinde olacak şekilde yerleştirilmelidir.

• Ecza dolabındaki ilaçları kolay ulaşılabilir şekilde yerleştirilmelidir.

• Tezgâh altı dolapların raylı olması tercih edilmelidir.

• Tezgâh üstü dolapların erişilebilir olmasına özen gösterilmeli ve fazla güç harcamadan açılabilen kapaklar kullanılmalıdır.

• Üst raflara ulaşımda denge destekleyici dayanma tutanakları olan merdiven tabureleri kullanılmalıdır.

11Ağu

Alzheimer Hastalığı ve Egzersiz

Prof. Dr. Füsun UYSAL
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi FTR Kliniği

Alzheimer hastalarında düzenli egzersiz, tüm bireylerde olduğu gibi, kalp damar sistemi ve bağışıklık sisteminde gelişme sağlarken kas gücü ve dayanıklılığında da artmaya hizmet eder. Hangi evrede olursa olsun Alzheimer hastalarında uygulanan egzersizin, düşme ve buna bağlı kırıkları azalttığı da gösterilmiştir. Düzenli egzersiz programları Alzheimer Hastalığı’na ait bulgulardan bazılarına da yararlıdır.

Yapılan tıbbi çalışmalar, egzersiz yapan Alzheimer hastalarında depresyon ve davranışsal problemlerin daha az görüldüğünü, hafıza ve sosyal becerilerde gelişme olduğunu göstermiştir.

Burada önemli olan, yapılacak egzersizin hastalığın dönemine uygun olması gerektiğidir. Bu nedenle, mutlaka bu konuda uzman bir doktora danışılarak kişiye özel bir egzersiz programı düzenlenmesi gerekir.

Önerilen egzersiz programı:

Alzheimer’da yapılan egzersizin hastada esneklik, kuvvet, dayanıklılık ve denge artışı sağlaması gerekir. Örnek bir egzersiz programında şu aşamalar olabilir:

  1. 5 dakikalık hafif germe egzersizleriyle ısınma
  2. 20 dakikalık aerobik egzersiz (yürüme veya egzersiz bisikleti)
  3. Güçlendirme egzersizleri
  4. 10 dakika boyunca germe egzersizleri ile soğuma

Hastanın haftada üç ya da dört gün bu egzersiz programını sürdürmesi önerilir.

Egzersiz programına başlamadan önce:

  1. Hastanın doktoruna danışılması ve tıbbi bir kontrolden geçmesi gerekir. Eklem romatizması ve yüksek kan basıncı gibi sağlık problemleri, egzersizin güvenli olarak yapılması açısından bazı kısıtlamalara neden olabilir.
  2. Kişiye uygun egzersiz programının oluşturulması için bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının durumu değerlendirmesi ve hastaya uygun gözetimli egzersiz programını oluşturması gerekir.
  3. Tüm hastalarda egzersiz seanslarına çok yavaş başlanmalı, bazen sadece beş dakikalık bir egzersiz programıyla başlayıp aylar içerisinde birer dakika artırarak toplamda 30 dakikaya çıkılması hedeflenir.
  4. Hastaya her aktivitenin tam olarak gösterilmesi ve hastadan bire bir takip etmesinin istenmesi gerekir.
  5. Hastanın sıkılmaması için aktivitelerin çeşitlendirilmesi ve ilginç hale getirilmesi önerilir.

Egzersiz tipleri:

Hastanın yaşamı içerisinde yapmaktan hoşlandığı bir spor varsa, onu mümkün olduğunca sürdürebilmesi sağlanabilir. Bunun dışında en uygun egzersiz önerileri:

  1. Yürüme: En ucuz ve hiçbir ekipman gerektirmeyen ve hemen her yerde yapılabilen bir egzersizdir. Özellikle Alzheimer hastalarında sık görülen dolaşma ihtiyacı için de uygundur. Mutlaka güvenli bir ortamda ve gözetim altında yapılması gerekir.
  2. Bisiklet: Hastada diz ve kalça problemi olmadığı takdirde ve doktor tarafından uygun bulunduğunda egzersiz bisikleti kullanılabilir.
  3. Kuvvetlendirme egzersizleri: Spor salonunda veya evde yine gözetim altında düşük ağırlık ve çok tekrar prensibine dayanan küçük ağırlık çalışmaları yapılabilir.

Egzersizin takibi:

Alzheimer hastasının egzersizle sağladığı gelişmenin izlenmesi önemlidir. Bu nedenle hastanın yürünme mesafesi, egzersiz süresi, kaldırdığı ağırlık ve tekrar sayısı gibi bilgilerin kaydedilmesi gerekir. Örneğin kişinin 5 dakikada yürüdüğü mesafenin artması, hastanın aerobik kapasitesinin, yani dayanıklılığının geliştiğinin bir göstergesidir.

Güvenlik tedbirleri:

  1. Dış ortamda yapılan egzersizler için mutlaka güvenli bir ortamın oluşturulması ve hastanın mutlaka kontrol edilmesi gerekir.
  2. Hastanın ağırlıklarla çalışırken mutlaka gözetim altında olması gerekir.
  3. Hastanın ağırlıkları düşürmesi ihtimaline karşın, uygun kalın ayakkabılar giymesi gerekir.
  4. Hasta egzersiz yaparken konuşabiliyorsa aerobik olarak rahat bir durumda olduğu kabul edilir. Hasta egzersiz yaparken konuşmakta zorlanmaya başlarsa biraz yavaşlaması gerektiği anlaşılır.
  5. Açık havadaki aktiviteler için güneş koruyucuları ve uygun giyimin sağlanması, mutlaka bir şapka takılması önerilir.
  6. Hastanın egzersizden önce, sırasında ve sonrasında bolca su içmesi sağlanmalıdır.
  7. Hasta kendini yorgun ve halsiz hissettiği takdirde, ya da herhangi bir ağrısı olduğu durumda aktivitenin durdurulması ve bir doktora başvurulması gerekir.

Alzheimer hastalarında egzersizin birçok sistem üzerindeki olumlu etkisinin yanı sıra hastalığın sonuçları üzerinde de olumlu etkileri olduğu unutulmamalıdır. Ancak bu etkilere ulaşabilmek için mutlaka doktor önerisiyle planlanmış ve hastaya özel bir egzersiz programının yaşamın bir parçası haline getirilmesi gerekir.

11Ağu

Alzheimer Demansı ve Uyku

Doç. Dr. Gülçin Benbir
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji ABD Uyku ve Bozuklukları Birimi

Yaşla birlikte insan vücudunda birçok fizyolojik değişiklik izlenir. Ancak uykuyla ilgili değişiklikler muhtemelen uyumu en zor olan değişikliklerdir. Altmış beş yaş ve üzerindeki kişilerde yüzde 40-65 oranında uykuyla ilişkili şikayet bildirilmektedir. En sık bildirilen şikayetler arasında geç dalma, gece içi sık uyanma, sabah erken kalkma ve uyuyamama yer almaktadır. Yaşlanmayla birlikte derin uyku evre süresi azalmaktadır. Bunun sebebi uyku hormonlarındaki azalma olabileceği düşünülmektedir. Buna bağlı olarak sıklıkla erken uyku fazı sendromu gelişir; yani akşam saat 19:00-20:00 civarında uyku başlar ve sabaha karşı saat 03:00-04:00 civarında son bulur. Aslında yaşlı kimseler bu saatlere riayet ettiklerinde pek fazla sorunla karşılaşmazlar, ancak bu alışılmadık saatler kişinin günlük aktiviteleriyle örtüşmediğinden eski ritimlerini devam ettirtmek isteyen yaşlı kimseler sorun yaşamaya başlarlar.

Uyku değişikliklerinin nedeni çok sayıdadır; bunlar arasında (1) uykuyu oluşturan beyin yapılarındaki değişiklikler, (2) uyku hastalıkları, (3) diğer dahili ya da psikiyatrik hastalıklar ve (4) çoklu ilaç kullanımı sayılabilir. Yaşlanmayla birlikte ışık maruziyetinin süresi ve şekli de değişmektedir. Nitekim, yaşam koşulları çoğunlukla evde ya da kapalı mekanlarda kısıtlanır. Işık hassasiyeti de yaşlanmayla birlikte değişir. Işık maruziyetinin azalması da uyku düzenini negatif yönde etkilemektedir.

Toplumda en sık görülen bunama tipi, Alzheimer demansıdır. İlerleyici unutkanlığa bağlı gelişen sosyal sorunlara ek olarak izlenen uyku bozuklukları da hasta ve hasta yakınları açısından ciddi sorunlar oluşturabilmektedir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte, özellikle ileri evrelerde oldukça sık olarak karşılaşılmaktadır. Nitekim yukarıda bahsedilen ve sağlıklı yaşlılarda dahi görülen sorunlar, Alzheimer hastalarında daha belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır. Bulundukları ortama karşı uyumlarının azalması ve kendi hareketlerini kontrol edememeleri nedeniyle uyku düzensizliğine bağlı sorunları daha belirgin yaşamaktadırlar. Bu hastaların uyku-uyanıklık düzeni bozulmuştur. Kimi hastada günde 16 saate varacak düzeyde aşırı uyuma şeklinde bir uyku düzeni gelişirken, çoğu hastada gece veya gündüz değişken bir biçimde toplam 3-4 saat uyuma şeklinde bir düzensizlik görülür. Bu hastaların gece uykuları sık olarak bölünür, geceleri huzursuz ve amaçsız gezinmeler izlenir. Sabah ise erken saatte uyanırlar ve gün içinde sık sık uykuları gelir.

Uyku sorunları yaşayan Alzheimer hastaları için yapılacak bazı önlemler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Yatış ve kalkış saatlerinin daha sabit ve net bir şekilde uygulanması gerekir. Hastayla birlikte ev ahalisinin de yatış pozisyonuna geçmesi, ışıkların kapatılması ve yatağa gitmeyle ilişkili davranışların bir adet haline getirilerek her gece uygulanması bunu kolaylaştıracaktır. Tam karanlık bazı hastalar için rahatsızlık verici olabilir, bu nedenle gece lambasıyla loş bir aydınlatma kullanılması önerilir.
  2. Doktorunuza sormadan uyku ilacı kullanmayınız. Bu tür ilaçlar, uygun şekillerde kullanılmadığında, hastadaki kafa karışıklığını arttırabilmektedir.
  3. Yatmadan 2-3 saat öncesinden itibaren, aşırı uyaran içeren aktivitelerden kaçınılmalıdır. Bunun yerine sakin ve loş bir ortamda oturmak, sakin bir müzik dinlemek ve hafif yiyecekler atıştırmak yardımcı olacaktır. Yine bu dönemde çay ya da kahve gibi uyarıcı etkileri olan içeceklerin tüketilmesinden kaçınılmalıdır. Bu uygulamayla gece tuvalete kalkma da engellenecektir. Yatmadan önce son bir kez tuvalete gidilmesi de önerilir.
  4. Yatmadan önce ertesi güne dair planların ya da diğer heyecan oluşturabilecek konular konuşulmamalıdır. Aksine, her şeyin yolunda olduğuna dair telkin edici konuşmalarda bulunun.
  5. Sabah kalkış saati mümkün olduğunca sabit tutulmalı ve aydınlık ışık alan bir odada perdeler açılarak gündüz uyanıklık sağlanmalıdır. Öğlen saatlerinde (öğle 12:00 ile 14:00 arasında) bir saati geçmeyecek şekerleme önerilmektedir.
  6. Zorlu fiziksel aktiviteler günün erken saatlerinde yapılmalıdır. Ancak akşam saatlerine yorgunluk sağlaması amacıyla düzenli olarak ev içinde yapılabilecek bir işle görevlendirilmelidir.
  7. Tüm önlemlere karşın hastanın uyumasında sıkıntılar yaşanıyorsa, hastanın akşam saatlerinde yatak dışı uyuyakaldığı yerde uyumasına izin verilebilir.
  8. Hiç uyuyamadığı hallerde, aşırı aktivasyona neden olmayan el oyalayıcı işler verilebilir.
  9. Tüm önlemlere karşın devam eden şikayetler için takibinde olduğunuz doktorunuza danışmalısınız.

Bunların yanı sıra, Alzheimer hastalarında diğer uyku bozuklukları da daha sık görülür. Gece horlama ve nefes tıkanıklığı, huzursuz bacaklar sendromu ve gece krampları, ya da gece bağırma veya vurmayla şekillenen rüyayı yaşama hastalığı gibi durumlarda, doktorunuzla iletişime geçmelisiniz. Nitekim, bu uyku bozukluklarının çoğu tedavi edilebilir ve gerek hastanın gerekse hasta yakınlarının yaşam kalitesini arttırabilir.

11Ağu

Alzheimer Hastalığında Görülen Tıbbi ve Fiziksel Sorunlar

Prof. Dr. Neşe Tuncer Elmacı
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Erken tanı ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemeler ve toplumlarda sağlık bilincinin gelişmesine paralel olarak beklenen yaşam süresi uzamaktadır. Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte Alzheimer Hastalığı görülme sıklığı artmıştır. Alzheimer hastalığının yaşla birlikte görülme sıklığı arttığından ileri yaşlarda görülen diğer sistemik hastalıklardan etkilenme olasılığı Alzheimer hastalarında oldukça yüksektir. Alzheimer Hastalığı’nda sıklıkla yapılan hata tüm yakınmaları hep var olan Alzheimer tanısı ile açıklamaya çalışmaktır.

Alzheimer Hastalığı’nda rastlanabilen hastalıklar

  • Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon)
  • Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)
  • Kalp Damar Hastalıkları
  • Kalp Yetmezliği
  • Enfeksiyonlar
  • Tiroid bezinin Fonksiyon Bozuklukları
  • Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Hipertansiyon:

Yapılan çalışmalarda 70 yaş ve üzerinde yüksek tansiyon geliştirme riski yüzde 70 olarak bulunmuştur. Yüksek tansiyonlu yaşlı hastaların yüzde 88’inde 1 ve yüzde 61’inde eşlik eden 2 hastalık (kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği vs) bulunmaktadır. Yüksek tansiyondan kasıt yinelenen ölçümlerde kan basıncının 140/90 üzerinde değerler olması olarak özetlenebilir.

Yaşlı hastalarda tansiyonun yüksek olması kadar düşük olması da risklidir. Tansiyon çok düşerse beyine giden kan azalır ve beynin dolaşımı bozulabilir. Yaşlılarda kan basıncı ayağa kalkmakla aniden düşebilir bu durum düşmelere sebebiyet verebilir. Bir diğer tehlike ise, yaşlılarda tansiyonu çok fazla ve hızlı düşürmek için dilaltı ilaçlar kullanmaktır.

Yüksek tansiyon saptandığında yapılması gerekenler:

Önce tekrarlayan ölçümlerle tansiyon yüksekliğinden emin olunmalıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri ilaç tedavileri kadar etkili önemlidir. Bunlar; diyet, kilo verme, yapılabilirse egzersiz ve yürüyüş, tuzun kısıtlanması (6 gr/gün), meyve ve sebzeden zengin düşük yağ içerikli diyet, eşlik eden başka sağlık problemlerinin araştırılmasıdır.

İlaç tedavilerinde prensipler ise küçük dozlar başlanıp arttırılması, kan basıncını çok düşürmemek, ilaç altında kontrol ölçümler yapmaktır. Bu hastalarda kan tahlilleri, kalp tetkikleri yapılması ve iç hastalıkları uzmanı, aile hekimiyle görüşmek uygun olacaktır.

Şeker hastalığı:

2002 yılında yapılan TURDEP çalışmasında yaşlılarda şeker hastalığı sıklığı erkeklerde yüzde18, kadınlarda yüzde 22’dir.

Şeker hastalığı bulguları:

    • Çok su içme, çok idrara çıkma
    • Yaşlı ve Alzheimer hastalarında vücutta susuzluk bulguları, zihin bulanıklığında artma, ajitasyon, görmenin kötüleşmesi, kilo kaybı şeker hastalığının belirtilerinden olabilir.
    • El ayaklarda yanma, uyuşma, kol bacaklarda ağrılı güçsüzlük hali
    • Kilo kaybı, idrar yolu enfeksiyonu

Tedavi: Hastaya göre karar verilmelidir. Diyetle başlanmalı ve ileri yaşta HBA1C 6.5-7.5 arasında, açlık kan şekeri ise 90-126 mg arasında tutulmalıdır. Tokluk şekeri için ileri yaşta sınır değer 180 mg.dır. Takipte: Kilo, tansiyon, kan şekeri, böbrek testleri kontrolleri yapılır.

Kalp ve beyin damar hastalıkları:

70 yaş üzerinde kalp damar hastalığı oranları yüzde 70’lere çıkmaktadır. Beyin damar hastalıkları, beyin kanaması ve damar tıkanıklığı daha çok uzun süreli sigara içenlerde, yüksek tansiyonu olanlarda, kontrolsüz şeker hastalığı varlığında, kolesterol yüksekliği ve şişmanlık durumunda görülmektedir.

Kalp-beyin damar hastalıklarından korunmada diyet, tansiyon, kolesterol ve şeker kontrolü, kan sulandırma amaçlı düzenli asetil salisilik asit (aspirin) kullanımı önerilmelidir.

Kalp yetmezliği bulguları ise yürümekle veya yatarken nefes darlığı, egzersize tolerans bozukluğu, bacaklarda şişme, geçmeyen öksürük, uykusuzluk, kilo kaybı, bulantı, bayılma, gece idrara kalkma, yorgunluk, uyku halidir. Alzheimer Hastalığı’nın bir bulgusu olarak düşünülen davranış değişikliği, kafa karışıklığında artış, sinirlilik pekâlâ bir kalp yetmezliği göstergesi olabilir.

Kalp yetmezliğine neden olan faktörler; kalp damar daralması, yüksek tansiyon, şeker, kalp kapak hastalıkları, kansızlık, tiroid bezinin az veya fazla çalışmasıdır. Kalp yetmezliği tedavisinde kalp kasını kuvvetlendiren ilaçlar, idrar söktürücüler, tansiyon ilaçları, kalp ritmini düzenleyen ilaçlar kullanılmaktadır.

İdrar yolu enfeksiyonu:

Kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Bulguları; idrar yaparken yanma, idrar sıklığında artma ve kaçırmadır. Demans hastalarında bulgular anlaşılmayabilir.

Zihinsel bulanıklıkta artış, huzursuzluk, ajitasyon, iştahsızlık, idrar karakterinde değişiklik idrar yolu enfeksiyonu bulgusu olabilir. Ateş her zaman görülmeyebilir. Böyle bir durumda idrar tahlili ve kültürü yapmak gereklidir. Tedavide, 10-14 gün antibiyotik kullanılmalı bulgular tekrarlarsa böbrek taşı, böbrek iltihabı, prostat düşünülmelidir.

Alt solunum yolu enfeksiyonu (Zatürre):

Özellikle şeker, kalp yetmezliği, akciğer hastalığı olan alkol kullanmış hastalarda daha tehlikeli geçer ve öldürücü olabilir! Öksürük ve nefes darlığı varsa ateş en önemli bulgularıdır. Öksürüğe nefes darlığı da eşlik etmeye başladıysa, kalp yetmezliği aniden ortaya çıktıysa, ateş yüksekliği 4 günden uzun sürdüyse mutlaka film çektirmelidir. Takipte antibiyotik başlanan hastalarda 3 gün içinde düzelmenin başlamaması, ateşin 4 günden uzun sürmesi, nefes darlığının artması, hastanın su içemez hale gelmesi, uyuklama, bilinç bulanıklığının gelişmesi durumunda hastaneye başvurulmalıdır.

Yutma fonksiyonu bozuk yemek yerken veya su içerken sık öksüren Alzheimer hastalarında bir diğer zatürre nedeni ise akciğere gıdaların kaçmasıdır. Bu durum burundan nazogastrik tüple beslenen hastalarda da sık görülmektedir. Mideden takılan borularla beslenmede pek görülmez. Kötü ağız ve diş bakımı olanlarda zatürre daha sık görülür.

Zatürreden korunmada grip ve zatürre aşıları önem taşımaktadır. Aşı uygulaması 65 yaşından büyüklere, bakım ve huzurevinde yaşayanlara, süreğen kalp, akciğer, böbrek hastalığı olanlara, şeker hastalarına ve kan hastalığı olanlara önerilmektedir.

Tiroid bezi fonksiyon bozuklukları:

Özellikle yaşlı kadınlarda tiroid bezi fonksiyon bozuklukları sık görülür. Yaşlanmayla ilişkilidir, vücudun kendisi hastalığa neden olur. Bez az çalışıyorsa yorgunluk, bitkinlik, hareketsizlik, unutkanlıkta artma, kansızlık, üşüme, vücutta ödem meydana gelebilir demans bulgularını kötüleştirir.

Kemik erimesi (Osteoporoz):

İleri yaşta sık görülen kemik erimesi D vitamini eksikliği ve kalsiyum düşüklüğü ile birebir ilişkilidir. Daha çok, evde ve dışarıya çıkarılamayan hasta grubunda güneş ışığından yetersiz yararlanma sonucu D vitamini vücutta üretilemez ve yetmezliği ortaya çıkar. Kemik erimesi olanlarda çok çabuk kırıklar oluşabilir, yaygın kemik ağrıları olabilir. Zamanla vücut öne bükülür. Kalsiyum ve D vitamini takviyesi önemlidir.

Felç geçirme:

Ani başlayan nedeni bilinmeyen şiddetli baş ağrısı, bilinç bulanıklığı ve bilinç kaybı, konuşma ve anlamanın aniden daha da bozulması, vücudun bir yarısında tutmazlık, ani görme kaybı Alzheimer hastasında bir felç geçirme durumunun habercisi olabilir.

Kabızlık:

Alzheimer hastalarında hareketsizlik ve sağlıklı beslenememe nedeniyle kabızlık sık görülmektedir. Bu durum hastanın huzurunu kaçıran ve ajitasyona neden olan bir etkendir. Önlemede lifli besleme, yeşil sebzeler, kayısı gibi doğal yollara başvurulması eğer çözüm olmuyorsa bağırsak yumuşatıcılar, fitiller önermekteyiz.

Alzheimer hastalarında zihinsel durumu hızla bozan nedenler:

Kan şekeri düşmesi, kanda sodyum (tuz) düşüklüğü, kalsiyumun düşmesi, kanda oksijenin düşmesi, bazı ilaçlar, tüm enfeksiyonlar, beynin başka hastalıkları (menenjit tümör gibi).

11Ağu

Sağlıklı Bir Yaşlılık İçin Beslenme

SPOT: “Sağlıklı yaşlanma sürecinde etkili olan çok önemli antioksidanlar; çinko, potasyum, b grubu vitaminleri, selenyum, e vitamini, c vitamini, resveratrol, beta karoten gibi vitamin ve mineraller oluşturmaktadır. Bu vitamin ve minerallerin doğru ve yeterli alımı hem daha kaliteli bir yaşlanma süreci sağlıyor hem de birçok hastalıktan koruyor.”

Hülya Çağatay

Yaşlılık; beden yapısı ve işlevinde zaman içerisinde oluşacak bozulmaların birikimidir. Elbette önlenemez bir durumdur yaşlanmak ama daha kaliteli ve sağlıklı yaşlanmak bizim elimizdedir. Dış etkilerle veya serbest radikaller dediğimiz zararlı bileşikler ile hücrelerde oksidasyon stresi adı verilen moleküllerin bozulmasına neden olan durum oluşabilmektedir. Bu bozulma ile savaşan bileşiklere ise günümüzde bolca duyduğumuz antioksidanlar denir.

Başarılı ve kaliteli bir yaşlanma için; bol antioksidan alımı, doğru beslenme ve tabii ki mutluluk büyük önem taşır.

Sağlıklı yaşlanma sürecinde etkili olan çok önemli antioksidanlar; çinko, potasyum, b grubu vitaminleri, selenyum, e vitamini, c vitamini, resveratrol, beta karoten gibi vitamin ve mineraller oluşturmaktadır. Bu vitamin ve minerallerin doğru ve yeterli alımı hem daha kaliteli bir yaşlanma süreci sağlıyor hem de birçok hastalıktan koruyor.

Yaşlanma sürecinde çok büyük önem taşıyan bir konu da şüphesiz ki ideal ağırlıkta olmaktır. Yüksek ağırlıkta olmak her zaman dezavantaj yaratacaktır ve peşin sıra sağlık problemlerini ortaya çıkaracaktır. Bu noktada düşük kalorili beslenmek her zaman daha doğru olacaktır. Yaşlanma sürecinde vücudun yağsız kütlesinde azalma olur ve buna bağlı olarak metabolizma hızı düşer, siz her yıl aynı hacimlerde yerken kilo almaya başlarsınız. Bu durum ilerleyen yıllarda kilonun olması gerekenin çok üzerinde olması ve devamında bazı metabolik hastalıkların tetiklenmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle düzenli yorucu olmayan egzersizleri yapmakta ciddi yarar vardır ve aynı zamanda kilo kontrolü sağlamak ve belli ağırlığın üzerine çıkmamak gerekmektedir.

Yaşlılıkla birlikte kemik yoğunluğu azalabilmektedir. Elbette önemli olan genç yaşlarda kalsiyumu ve d vitamini doğru düzeyde alabilmektir fakat yaşlılık döneminde bu gereksinme oldukça artar. Yeterli kalsiyum alımı için günlük tüketilen süt, yoğurt ve peynir miktarına dikkat etmek gerekir. Elbette bu ürünleri az yağlı veya yağsız kullanmak kilo kontrolü bakımından yararlı olacaktır.

D vitamini içeren besinler özellikle Türkiye’de çok az bulunmaktadır. Her gün 15 dakika güneşlenmek yeterli d vitamini alınmasına yardımcı olur fakat yaşlılık döneminde cildin incelmesi ve fazla güneşe çıkamama yine yetersizliğine neden olabilir. Bu nedenle d vitaminini ek olarak almakta fayda vardır.

Vitamin A içeriğindeki karoten ile yüksek antioksidan etkiye sahiptir. Katarakt, prostat kanseri, meme kanseri, kalın barsak kanseri ve kalp hastalıklarından koruyucu etkiye sahiptir. Havuç, domates ve yeşil sivri biber en iyi kaynaklarının başında gelir.

Vitamin C günümüzde bilinen yüksek antioksidan aktiviteye sahip bir vitamindir. Soğuk algınlıkları, kırgınlıkları önlemede ve birçok kronik hastalığa karşı koruyucudur. Turunçgiller, kivi, maydanoz ve yeşil sivri biber yüksek oranda c vitamini içerir. Günde en az 2-3 adet kivi ya da portakal ve bol miktarda maydanoz yemek gerekir.

Quarsetin içeren meyve ve sebzelerin tüketimi özellikle yaşla ortaya çıkabilen kalp damar hastalıklarının oluşumunu engellemede ve aynı zamanda birçok kanser türünden korunmada büyük önem taşımaktadır. Özellikle soğanda ve elmada yüksek oranda bulunmaktadır.

İyi ve kaliteli yaşlanmak dileğiyle…